Planlar planlar sonu gelmeyen olaylar..
Birçok blogger’ın aksine benim bloğum sanırım bir günlük
formatında gidiyor. Aslında bu aralar günlük değil haftalık hatta aylık çünkü
yazmaya zaman ayırmak çok zor ele ki benim gibi saatlerce yazıp kendinizi
kaptırıyorsanız işiniz daha da zor.
Buralara neler yazmadım ki bunalımlarımı, sevinçlerimi,
üzüntülerimi, deliliklerimi, yaptıklarımı, ettiklerimi neyse velhasıl öyle tek
bir varış noktası olan bir blog değil..
İçinde böyle her şey olan bir blogcuk..
Ama bu aralar bazı konularda bir tarz belirlesem mi diye
düşünüyorum. Pasta ve ekmekçilik evet hayatımın büyük bir parçası artık evde
çokça yapamasam da gerçi tuzluları yapmaya başladım. Mazeret olarak ta sabah
kahvaltılarını kullanıyorum ama olsun.
Geçen Pazar evde açma yaptım. Her şey süperdi
ama ben anneme güvenince annemde unutunca açmalarım nerede ise yanacaktı son
dakika kurtardık desem doğrudur. Sınıfta yaptığım gibi değildi. Tabii fazla
kalınca üstü fazla kabuk bağladı ve sert oldu. Ama bana ders oldu bir dahaki
sefere kendi fırınının başında kendin bekleyeceksin..
Bu arada evde de şeker hamuru ile ilgili çalışmalara devam
ediyorum. Geçenler de çalışırken kardeşim ortaya bir fikir attı abla dedi neden
youtube’a video yüklemiyorsun dedi. Yaptıklarını çek youtube’a yükle ve hem
deneme yapmış ol ki zaten evin her tarafı ağzına kadar maketler ile dolu hem de
para kazan dedi.
Aslında benim de kafama yattı fikir, bakalım neler olacak
deneyeceğim sanırım. Belki bu video işi sayesinde bende yeni yeni şeyler
denemeye daha fazla meraklı olurum.
Çünkü yaptığım araştırmalar sayesinde ki bu araştırmalar iki
yıldır sürüyor birçok konuda maalesef Türkçe video bulmak çok zor bu yüzden
benim gibi birçoğumuz İngilizce bilmesek bile bir sürü video izleyerek yapılan
teknikleri kavramaya çalışıyoruz. Dolayısı ile bu açığı kapatmak adına bende
böyle bir yol düşündüm. Önce kendim deneyeceğim sonra da size yaptıklarımı
aktaracağım tabii becerebilirsem ama şimdiden çok ümitlenmemekte fayda var.
Malumunuz mayıs’ta İskoçya yolcusuyuz. Çok şükür pasaportlar
tamam, alışveriş halen sürüyor. Yuh diyeceksiniz biliyorum. Hiçbir şeyim yokmuş
gibi, acındırmak değil derdim. Tam 27 kilo verdim ve halende vermeye devam
ediyorum. Dolayısı ile şu anda hala giymekte inat ettiğim birçok eşyam 120-125
kilo iken aldıklarım. Buda mayıs ayında yapılacak seyahat için pek bir şeyim
olmadığı anlamına geliyor. Bu arada vizelerimize geldi sıra onun içinde evrak
listesini istedik o gelince de ufaktan başlayıp mart ortası gibi vizelerimizi
de halledeceğiz.
Haftaya meb sınavım var hayırlısı ile onu da verip diplomamı
alacağım.
Tatil sonrası planlara dönersek öncelikle heykel ve resim
kursuna gitmeye karar verdim. Ama öncelik heykel olacak herhalde. Evet figür
yapıyorum ama daha güzel daha detaylı yapmak niyetindeyim dolayısı ile bununda yolu
iyi bir eğitimden geçiyor. Resim işine gelince boyaları, gölge,
desenleme, renk uyumu gibi konuları ilerletmem gerekiyor. Onları halledince de
cam atölyesinin yolunu tutup cam işleme tekniklerini öğrenmek istiyorum. Son
aşkım izomalt’ın maalesef ülkemizde eğitimi yok dolayısı ile hem akışkan hem
sıcak ona en yakın malzeme cam öyleyse cam atölyesinin yolu tutulacak başka
çare yok.
Bütün bu eğitimlerde ne mi öğreneceğim. Daha iyi bir pastacı
olmanın yollarını, iç malzemesini geliştirmek farklı tarifleri denemek denemek
ve denemekten geçiyor ama görsele gelince işin sırrı sanatsal boyutlara
kaçıyor. Şekil verme, boyama ve işleme işte bunların hepsi birbirini
tamamlıyor. Bu aralar çikolata ve çikolata hamuru da baya revaçta bakalım o
konuda da eğitim almak istiyorum ama maddi imkanlarım ne kadar izin verecek
bilemiyorum.
Bu noktada umarım youtube benim için kazançlı bir çalışma
olur. Yol çok uzun ve ben bir noktadan başlamak zorundayım.
Hedef noktam aslında belirli ama kısmet olur mu bilmem msa’da
en azından süsleme alanında eğitimci olarak bulunmak istiyorum. Biliyorum zaman
lehime işlemiyor ama kazanmak için vazgeçmeyeceğim bir yol olacak...