herkes'in hayatında siyah ve beyaz zamanlar vardır.
siyahlar mutsuzluklar, hayal kırıklıkları, hüzünler ve acılardır.
beyazlar mutluluk, sevinç,güzellikler, sürprizler, hayatın renkleridir.
peki hangisi daha fazladır?

27 Aralık 2014 Cumartesi

Kaptırdım Gene Müziğe

Damardan gidiyoruz şu sıralar. Sway, my way, i will survive daha bir sürü uzun zamandır dinlemediğim birbirinden değerli parçalar, hayatımın belirli zamanlarında beni eğlendiren gülümseten parçalar harika, zamanının hitleri ve her dönem dinlenecek muhteşem parçalar...

Uzun zaman önce çok sevdiğim bir arkadaşımın yazdığı bir hikaye sonucu hafızamın arkalarında kalan ama ne sözlerini ne melodilerini unutamadığım parçalara gene daldım. Bakalım mp3'ümün içine neler varmış..

Film soudrackları Last Airbander, Avatar, Braveheart, The Last Samurai, Twiligt, Fame, Romeo & Juliet

Aerosmith, Anastacia, Andrea Bocell, Eros Romazotti, Annie Lennox, Beyonce, Bryan Adams, Celine Dion, Cher, Emma Shaplin, Enya, Evannencense, Frankie Vallie, Geri, Gloria Gaynor, Jazmine Sullivan, Lara Fabian, Mario Frangoulis, Michale Buble, Mıchale Jackson, Marc Antonie, Nancy Agram, Ranon Keating, Secret Garden, Whitney Houston

Can Atilla, Kıraç, Gökhan Kırdar, Erkin Koray, Işın Karaca, Mustafa Ceceli, Rafet El Roman, Sertab Erener, Sezen Aksu, Tarkan, Sibel Can, Toygar Işıklı, Zeki Müren, Burcu Güneş

daha kimler kimleri, şu anda seçmeler dinleniyor..

Ama en çok dinlediklerim uyku müziklerim Avatar ve Brevheart soundrackları, hayatımda canlı izlemek istediğim ama son dakika bu fırsatı kaçırdığım ve belkide hayatım boyunca bir daha yakalayamayacağım Andrea Bocelli, bence doğu batı sentezinin en önemli temsilcilerinden Can Atilla ve tartışmasız Tarkan

Bir aralar mp 3 'üme o kadar bağımlıydım ki bırak yürürken yada yatarken dinlemiye ben bildiğiniz okurken dinlerdim. Şimdiler de bazen bir yerde karşılaşıyorum bu şarkılar ile gülümsüyor, melodiye dalıyor söylüyorum.

Ama bu aralar en çok Tarkan dinliyorum. Bende sanırım hava durumuma göre takılıyorum sonuçta bağrına bağrına söylemek çok güzel bir şey.. Hangisi derseniz çoğu derim belkide hepsi ama Sorma, Kış Güneşi, Öp, Firuze, Gül Döktüm Yollarına of of bütün albüm parçalarını sayarım herhalde.. Unut beni fonda ve bende bağırarak söylüyorum..

26 Aralık 2014 Cuma

OPERASYON T. PART 2

Bugün gene yaramazlık yaptım. T ye gene bir paket gitti. Çok ama çok güzel kırmızı güller ve kırmızı bir zarf.

Bu sefer kırmızı güller ile gönlünü alırken mektup ile sitem ettim. Kendimi ne zannediyorsam artık bak bak bir de sitem ediyorum. Geçen sefer yurt dışında olduğundan pastamı yiyemese de, mektubumu okuyunca teşekkür için bir telefon, bir mesaj sadece bir işaret beklemiştim olmadı. Bu sefer dedim ki senden bir teşekkür beklemediğim için iletişim bilgilerimi yazmıyorum ama genede açık kapı bıraktım. Nasılda trip atarım adamın beni taktığı bile yok oysa, kendi kendimi böyle tatmin ediyorum herhalde..

Çiçeği kendi çiçekçim ile gönderdim maalesef ki tanımadığım insanlara bu konuda güvenemiyorum. Belki beni merak eder diye bir umudum var belki tanımak ister diye belki doğru olan tanışmamızdır diye çiçekçinin kartını koydurdum ki ararsa telefonumu verirsiniz diye de sıkı sıkı tembihledim. Fazla amerikan filmi izleyip arkamda izde bırakıyorum. Ekmek kırıntılarını izle beni bul bilinç altı kodlaması, çok meraklıymış gibi beni bulmaya..

Bu sefer korumaları karşılamış yani evdeymiş fakat uyuyor demişler. Öğlen olmuş ne uykusu gecelerin suyumu çıktı. Gayet güzel karşılayıp çiçekleri almışlar. Uyuyor demeseydiler çağırıp senin için bir fotoğraf çektirecektim abla dedi çiçekçide ki eleman. Olsun dedim bir dahaki sefere çünkü eylemlerim devam edecek..

Şimdiki planım gene ocak ayı sonunda ona güzel bir buket göndermek. Yanında gene bir mektup ama bu sefer bir hediyede olacak bu gün gülleri gönderirken çiçek alıp vermeyi severken aynı zamanda doğa aşığı olduğu için biraz üzüldüm o yüzden gelecek sefer tema vakfından ağaç fidanı alıcam daha doğrusu 10 tane kadar alıp sertifikasını göndericem. Ondan sonrada her ay ta ki benimle tanışmak isteyene kadar en azından bir çiçek buketi bazende küçük hediyeler göndereceğim.

Ben küçücük bir noktayım. Farkedilmem çok ama çok zor ama farkedilmek için uğraş vereceğim. Belki hiç hediyelerimi almıyor, görmüyor, mektuplarımı okuma zahmetine bile katlanmıyor ama ne olursa olsun ben onun sayesinde kendimi daha iyi hissediyorum. İçimdeki o küçücük umut parçası benim kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor. Şimdi ki hedefim adım adım ilerlemek bakalım zaman ne gösterecek.

İçinizden ne geçirdiğinizi biliyorum delirmişsin diyeceksiniz belkide delirdim. Ama ne olursa olsun vazgeçmeyeceğim. Belki benim beklediğim gibi biri çıkmayacak, belki burnu havada kibirli kendini beğenmiş bir adam çıkacak karşıma belki hiç benle iletişime geçmeyecek hor görecek ama genede umudumu yetirmeyeceğim, onun beni tanımak isteyeceğini düşünüyorum.

Belkide benim yüksek bir egom var ve kendimi ondan daha üstün hissediyorum ve beni tanıması gerekiyor diye inat ediyorum ama sebep ne olursa olsun hayatıma harika ve gülümseten zamanlar katıyor.

Onun için hazırlık yapmak, mektup yazmak, çiçek beğenmek, gideceği gün sabırsızlanmak sonrada oturup telefonunu beklemek gerçekten güzel oluyor. Her ne kadar teslimatın üzerinden 10 saat geçmiş olmasına rağmen armasada..

Ama şimdi bazı değişikliklere daha karar verme aşamasındayım madem bir yola düştüm öyleyse kendimide biraz değiştirmem gerekiyor. Sanırım en kısa sürede rejime gireceğim, birazda garbolap için felan değişiklik yapmam lazım, gerçi zaten iskoçya için alışveriş yapmamız gerekiyor biraz ilave yapmak gerekecek herhalde.

Adamla telefonda bile konuşamadım. Bırak konuşmayı mesaj bile almadım aptal kafa daha şimdiden sanki telefonda elim ayağım karışmadan konuşacakmış gibi düşünüp bu aşamaları atladım adamla yüzyüze görüşürsem ne giyeceğim derdi sardı. Bı kadarı da biraz fazla kaçtı galiba ama neyse..

23 Aralık 2014 Salı

OCAK AYI ŞİMDEDEN AĞZINA KADAR DOLDU HADİ HAYIRLISI

Koca bir yıl bitti. Sayılı günler ve sayılı saatler kaldı. Zaman her an biraz daha tükendiği gibi aynı zamanda yeni bir yıla başlamak adına hızla koşuyor.

Bu yıl bir çok farklı şey yaşadım. Kendime yep yeni yollar çizdim. Hayallerim ve hayal kırıklıklarım oldu. Ayrıca yep yeni umutlara da adım attım.

Bu bir yılbaşı yazısı değil sadece anın verdiği yoğunluk hissi, yapmak istediklerim çoktu bir kısmını yaptım bir kısmınıda yapmak gelecek seneye kaldı.

Aralık ayı ve 2014 için son planım, kapanışım kendim için yaratacağım farkılılık için sadece üç gün kaldı. Bu sene için yapacağım son saçmalık ama pişman değilim ve beni şu anda gülümseten bir olay olacak sonuç ne olursa olsun benim hayatıma güzel bir anı, küçük bir gülümseme katacak.

Ama 2015 ocak ayı planlarımda şimdiden hazır. Bir kere hemen ayın 1'inde baya bir paket sipariş hazırlığım olacak. Cupcakeler, pastalar, cakepopslar yapacağım. Yani yeni bir yılın ilk gününü sevdiğim bir işi yaparak geçireceğim. Ondan sonra ki hafta sonunda yani ayın 11 inde Ece şefin atölyesinde ileri seviye figür modelleme dersine gidip namaste adını verdiğimiz hint dilberini yapacağız. Ardından gene Ece şefin atölyesinde ayın 17 ve 18 inde master class düğün pastası yapım kursuna gidip keskin kenarımı ilerleteceğim gibi, royal ıcıng, fırfır, temperleme, dantel yapımı ve daha bir çok konuyu işleyeceğimiz muhteşem bir düğün pastası yapacağız. Ayın 25 inde çok yakın bir arkadaşımın doğum günü var onun için hafta arası çok sevdiği kaktüslerden oluşan bir pasta yapacağım ardından da yer ayırtma şansımız olur ise big chef tarabyada hep doğum günlerimizde yaptığımız gibi güzel bir kahvaltı ve pastam eşliğinde doğum gününü kutlayacağız. Tüm bunlar şu ana kadar kesinleşmiş planlarım arasında, tahiminim bir iki ilave pasta işi olacak inşallah bunların haricinde eğer ayarlayabilirsem Chef istanbul'da iki workshop'a katılacağım gerçi biri için Ece şefi ikna etmeye çalışıyorum ama olmaz ise krema sıkma teknikleri üzerine bir cupcake workshop'u diğeride cake pops workshop'u olacak ama bunları şubat ayınada bırakabilirim yoğunluk durumuna göre..

Ayrıca gene ayarlarsam ocak ayına ayarlayamazsam şubat ayında fondant figürs by tuba'dan da ileri seviye figür modelleme kursu almak istiyorum. Bunun haricinde de kare keskin kenar için Ece şef workshop açmaz ise onun içinde araştırmalar yapıp en geç şubat ayında bunuda halletmem gerekiyor. Bu arada ev işini çözmem de gerekiyor çünkü eğitimler biter bitmez bende ev ortamında eğitim vermek istiyorum. Bakalım neler olacak.

Sürpriz planlara açığım bakalım yeni sene bana neler getirecek...

22 Aralık 2014 Pazartesi

WORKSHOPLAR WORKSHOPLAR

Hafta sonum gayet keyifli ve öğretici geçti. Ece şefe katkıları için teşekkürler. Giderken zaten temel bilgilerim vardı ama ilerletmek adına iyi bir adım oldu.

Herkesin sanki yapması imkansız gibi gösterdiği keskin kenar pastayı bile acemiliğime göre gayet güzel yaptım.

Ece şefin atölyesi gerçekten çok güzeldi öncelikle onu atölyesinden dolayı kutlamam gerek, ayrıca da hem kendisi hem yanında çalışanlar oldukça kafa dengi insanlar ki ilk izlenimim olsa bile ben çok sevimli ve samimi buldum açıkçası..

Cumartesi günü ilk iş olarak önceden hazırlanan pandispanyalarımızın yapılışını öğrendik. Hazır pastacı kreması kullanmalarına rağmen pastacı kremasının yapılışını öğrendik. Ganaj yapımını bildiğim halde daha katı bir ganaj hazırladık. Aslında kişisel fikrim bu kadar sert bir kıvama ihtiyaç olmadanda keskin kenar yapabileceğim yönünde çünkü daha önce yarım yamalak denemiştim zaten neyse bir dahaki sefere keskin kenarı yaparken kendi tarifimi deneyeceğim bakalım nasıl olacak çünkü 1 kremaya 2 çikolata baya ağır bir tarif oluyor.

Pandispanyayı katlandırdık. Aralara pastacı kreması ve böğürtlenleri doldurduk, üzerinide bir güzel çikolata ile sıvadık hatta baya kalın bir şekilde sıvadık. Henüz deneme şansım olmasada işime yarayacak yepyeni bir şey öğrendim. Oda pastayı buzdolabına koyduğumuz zaman terlememesi için varsa bozdolabı poşetine ya da büyükçe bir poşete sarıp koyarsak terlemezmiş bir ara deneyeceğim çünkü her ne kadar şimdi buna ihtiyaç duymuyor olsamda yaz ayları için baya gerekli olacak gibi duruyor.

Pazar sabahta önce şeker hamurumuzu açtık. Pastamızı kapladık sonrada keskin kenara başladık. Aslında teknik olarak biliyordum ama herkes çok zor bir şeymiş gibi bir itiba yaratıyordu. Tamam ilk sefer olduğu için yapmak bir saatimizi almış olsada gayet güzel oldu. Ece şefin dediğine göre gelecek ay yapacağımız kursta baya bir keskin kenar ustası olursunuz diyor.

Yaptığımız pasta görüntü ve keskin kenar olarak süper oldu. Umarım kısa süre içinde kare keskin kenarda yapar onada giderim. Eğer düzenlemes ise başka birinden kare keskin kenar kursu almak zorunda kalacağım kısmet artık.

Dediğim gibi pasta görüntü olarak süperdi ama lezzet olarak pek tadım değildi. Çok ama çok çikolata ayrıca da pandispanya olarak ta dünden beri tattırdığım herkes benim tarifimin daha güzel olduğunu söylüyor. Hal böyle oluncada ben kendi tarifimi yapmaya devam edeceğim ama maliyeti azaltmak adına içine ganaj yerine pastacı kreması, krem şanti, muss yada butter krem koyarak deneyeceğim.

İşte dünkü kursun sonucu;